10.10.2013

Af çıktı !

Zaman asla ertelemez. Her şey gerektiği anda, gerektiği kadarıyla gerçekleşir. İzin verdiğimiz müddetçe zarar görür ruhumuz. Bir gün güneş açar, usulca yaz gelir dünyamıza. Sıcak günleri paylaşırız aramızda bir somun ekmeği bölüşen iki dost, iki kardeş gibi... Kıştan arta kalan son soğuk kırıntılar da uçup giderken yüreğimiz ısınır, değişir. Hayat akar etrafımızda, saatler birbiri ardına süratle geçer acesi varmış da bir yere yetişecekmiş gibi. Ve yine kış gelir, yine yaz... Bu döngüde insan ömrü boyunca her gün tek bir cümle yazsa, kara kaplı romanı olur sayfalarca ağırlıkta. Cümlelerimiz başıboş, bazen de yaralı. Romanlarımız birbirinden çok farklı. Kimi hüzün denizinde savrulurken, kimi fazlasıyla huzurdan sabıkalı. Ama şu da bir gerçek ki; her biri özel, her biri çok anlamlı.

Öyküsünü tadınca yaşamalı, yazmalı herkes. Yazmalı, bozmalı, gerekirse silip yeni baştan başlamalı. Zor olmamalı doğru olanı seçebilmek, kendin için hangi kapının daha önemli olduğuna karar verebilmek. Her şey değişirken bir yandan gelişebilmek zor olmamalı.

Şimdi ben de evden bir gece sessizce eşyalarını toplayıp kaçmış tüm cümlelerimi affettim. İstedikleri zaman yuvaya geri dönebilirler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

My heart wants to beat like the wings of the bird that rise. I hear the sounds of the forest. You exist in the softness of winds, You exist ...